16-12-2021 Yeni Yaşım
Evimiz iki odadan oluşuyordu, yani evimizin bize ayrılan kısmı. Yer olmadığı için uzun süre babannem ve dedemin yattığı odada, onlarla beraber uyudum.
Geceleyin yatağa yattığımda, babannem ve dedemin ne zaman öleceğini düşünür ağlardım.
Bunu, benimle ilgili psikolojik tahliller yapmanız için değil, bu yaşıma kadar zamanın nasıl hızlı geçtiğini anlatmak için yazdım.
Öyle oldu, böyle oldu o küçük kız büyüdü.
Çok zaman geçti o günlerin üzerinden ve çok hızlı geçti.
Aslında o zamanlar, geçmiyor gibiydi sanki zamkla yerine yapışmış gibiydi. Bir tarihten sonra hızlandı uçup gitti gibi zaman.
Şimdi bu yaşımda yeni yaşımda yani, size bir süprizim olsun isterdim.
Ben çok değiştim arkadaşlar, bildiğiniz gibi değil bir büyüdüm, bir olgunlaştım, bir bilgeleştim falan demek isterdim tabii.
Ama bir şey olduğu yok. Hayır hayatımda tabiki bir sürü değişiklikler oldu ama öyle ermedim de hani onu demek istiyorum.
Hem kitaplara ve filmlere de küstüm bir ara. Onlar yüzünden kötü insanlarla iletişim kurulabileceğini sanmışım hep.
Zorlukların üstesinden iradeyle başa çıkılabileceğini , sabah erken kalkarsam, yürüyüş yaparsam kendimi geliştirirsem işlerin yoluna gireceğini sanmışım.
Ama bebeğim sen kendini tanımıyor musun ? Biraz işler yolunda gitti, kitap okudun, birkaç filmle iyi duyguların depreşti ,birkaç atölye ile iyi insanlarla tanıştın, iyi kötü bir şeyler öğrendin anlıyorum tamam ama sen gerçek bir sınavla karşılaştığında; her zaman- ilk önce ve hep , çocuk gibi ağladığını unuttun!
Sorunlar, zorluklar , belalar ve sıkıntılarda verdiğim ilk tepkinin hızlıca dibe batmak olduğunu, kirpiklerime kadar ümitsizliğe battığımı unuttum.
Aslında güçlü biri değilim, evet olabilirim ama ilk etapta değil.
Bunun için zamana ihtiyacım var.
Güçlü durmak deyince de böyle dimdik bir tavırdan bahsetmiyorum. Sorunu kabullenen, o soruna alışan, kavga etmeyen daha uysal bir halden bahsediyorum.
Bu yönümü bildim tamam, ama başka bir yönümü daha keşfettim.
Geçen gün “kibir ve tevazu” konusunu araştırıyordum İslam Ansiklopedisinden.
Bak şimdi nereye varacağım:
Kibir için genel tanımlamalar yapıldıktan sonra işte nedir; “kişinin kendini üstün görmesi ve bu duyguyla başkalarını aşağılayıcı davranışlarda bulunması” ardından diyor ki ;
A‘râf sûresinin 146. âyetinde kibir taslayanlar eleştirilirken “haksız olarak” kaydının konması dikkate alınarak bir kimsenin sahip olduğu gerçek meziyet ve erdemleri ölçüsünde kendi değerinin farkına varmasında bir sakıncanın bulunmadığı belirtilmiştir.
Ben, bana gelen en ufak bir güzel sözü bile “yok yok ben aslında o kadar çok bilmiyorum ,yok ben püff öyle çok önemli bir şey değil yaptığım” falan filan.
Yok aslında önemli, sen okudun ettin araştırdın belki uykusuz kaldın yardım edebilmek için en güzelini yapabilmek için, en iyi şekilde hoşnut edebilmek için hatta kendini zarara sokacak kadar dert etmedin verdiklerini.
Bununla böbürlenmeyim aslaa, ama en azından nazik bir şekilde “teşekkür ederim, bunun farkında olduğun için” diyebilirdim.
Ben bugün kimine göre yazıyla kırk , yoo sen kırkbirsin atma diyenlere göre de her kaç yaşımdaysam bunu öğrendim. Kendimi gereksiz yere yermemeyi.
Ha öğrendim ama yapabilir miyim bilmiyorum. Rabbim nasip ederse göreceğiz!
Not: Resmin, Snoopy karekterlerinden Lucy 'e ait olduğunu biliyorum. Hoşnutsuz tavrını kendime benzettiğim için paylaştım.