24 Ocak 2022 Pazartesi

Yetenekliysen, çalışkansan sadece bireysel vasıflarınla yükselir ve başarılı olabilir misin?


Çocuğun içine doğduğu ailenin kültür alt yapısı, kullandığı kelime sayısı[1] ve yaklaşım tarzı önemli midir?

 

Sosyolog Annette Lareau 1990’larda bir grup üçüncü sınıf öğrencisiyle büyüleyici bir çalışma yaptı. (Eşitliksiz Çocukluklar -Unequal Childhoods)

 

Bu çalışma, ebeveynlik tarzlarının orta sınıf, işçi sınıfı ve yoksul

ebeveynler arasında nasıl farklılaştığını ve bunun nihayetinde

bir çocuğun geleceğini nasıl şekillendirdiğini inceleyen derinlemesine bir çalışmadır.

 

Hem beyazlardan hem de siyahlardan, hem zengin ailelerden hem de yoksul ailelerden çocuklar seçti.

 

Lareau ve ekibi her aileyi en az 12 kez ve her seferinde aralıksız saatlerce ziyaret etti.

Denekler, Lareau ve asistanlarını kiliseye, futbol maçlarına ve doktor randevularına götürdüler. 

 

Ekiptekiler de bir ellerinde kayıt cihazı, bir ellerinde defter onların peşine takıldı.

 

Lareau’nun izlediği hali vakti yerinde çocuklarının boş zamanları ailelerinin onları bir etkinlikten alıp diğerine götürmekle, özel ders aldırmakla geçiyor.

 

Orta sınıf anne babalar çocuklarıyla konuşuyor ve onlarla birlikte mantık yürütüyordu. Sadece komut vermiyorlardı. Çocuklarından konuşmalarını, yanıt vermelerini, müzakerede bulunmalarını, yetişkinlerin otorite konumunu sorgulamalarını bekliyorlardı.

 

Orta sınıf aile, çocuğuna ‘Hayır’ı bir cevap olarak kabul etmemeyi, öğretmenine sürekli soru sormasını, şikâyeti varsa dile getirmesini... aşılıyor.

 

Daha zengin aileler, çocukları okulda başarılı değilse, öğretmenlere meydan okuyordu. Çocukları yararına müdahalede bulunuyordu.

 

Lareau orta sınıfa özgü çocuk yetiştirme tarzını “işbirliği odaklı eğitim” olarak adlandırıyor. “Çocuğun yeteneklerini, görüşlerini ve becerilerini” etkin biçimde “destekleme ve değerlendirme” çabası.

 

İşbirliği odaklı eğitim, pratik açıdan, çok büyük avantajlara sahip.

Yetişkinlerle rahat etkileşime girmeyi ve gerektiğinde fikrini çekinmeden, cesurca söylemeyi öğreniyor. Lareau’nun ifadesiyle, orta sınıf çocuklar “hak sahibi olma” duygusunu öğreniyor.

 

Bu tür yoğun programlar yoksul çocukların yaşamında neredeyse hiç yoktu.

 

“Doğal gelişimin başarısına” yönelik bir strateji izlemek eğilimindeydiler.

 

Onlar için oyun haftada iki kez futbol antrenmanı değildi. Akranlarıyla ve komşu çocuklarla dışarıda oyunlar oynamaktı.

 

Onların anne babalarına göre, çocukların yaptığı şeyler yetişkinler dünyasından bütünüyle ayrıydı ve özel bir önem taşımıyordu.

 

Sorumluluklarını çocuklarına bakmak, ancak onların kendi kendilerine büyüyüp gelişmelerine izin vermek olarak görüyorlar.

 

Emekçi sınıftan ve yoksul çocuklar “mesafe, güvensizlik ve baskı duygusuyla” karakterizeydi.

 

Kendi tarzlarını nasıl ortaya koyacaklarını ya da kendi amaçları doğrultusunda bulundukları ortama –Lareau’nun harika tanımıyla– nasıl “uyum sağlayacaklarını” bilmiyorlardı.

 

Bu ailelerdeyse öğretmen ya da otorite ne derse oydu.

 

Lareau ahlaki açıdan bir tarzın diğerinden daha iyi olmadığını vurguluyor. (Burası tartışılabilir, sorgulanabilir?)

 

Ona göre, yoksul çocuklar çoğunlukla daha iyi davranıyordu, daha az yakınıyordu, zamanını değerlendirmekte daha yaratıcıydı ve iyi gelişmiş bir bağımsızlık duygusuna sahipti.

 

Burada Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabından bir alıntı yapmak istiyorum:

 

“Fakirlik, içimizde etrafımızda ahenk bulunmak şartıyla –ve şüphesiz muayyen bir derecesinde-zannedildiği kadar korkunç ve tahammülsüz bir şey değildir. Onun da kendine göre imtiyazları vardır. Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti.”

 

Hak sahibi olma konusunda ise ; “Fakat ben hiçbir zaman hak diye kendime ait birşeye inanmadım. Bütün mazlum doğmuşlar gibi başıma gelen talihsizliğin neresinden ve ne pahasına kurtulursam kar sayardım.”

 

Kısaca araştırma sonucundan "doğduğun ev kaderindir" sonucu çıkıyor. 

 

Bu bir mazeret değil diyor yazar, bu bir gerçek.

 

Ekonomik eşitsizlikler, çocukların eşit derecede eğitim almalarına engel oluyor. Mevcut nice potansiyeller ziyan oluyor.


Peki biz aileler, bu durumda hiçbir şey yapamaz mıyız? 

 

 

Kaynak 1- Outliers (Çizginin Dışındakiler) kitabı

Kaynak 2- Summary of Annette Lareau's Unequal Childhoods - Video & Lesson Transcript | Study.com

Kaynak 3- Çocuk yetiştirmede sınıf farklılığı | Tolga TANIŞ | Köşe Yazıları (hurriyet.com.tr)



[1] Otuz Milyon Kelime kitabından