Bu kitabın güzel olması dışında benimle kötü bir anısı da var
Belki de yazarın zaman zaman kitapta dediği gibi bazı şeylerin nedenini bende ilerleyen zamanlarda anlayacağım
Yer yer "Bu başka bir öyküdür başka zaman anlatılmalı" diyor Michael Ende bu kötü anı da başka bir hikaye
2 aydır elimde, buhranlı bir döneme denk geldi
Ara ara okurken sıkıldım
Sonlarına doğru ise kitabı müthiş bağlamasından dizime vura vura çok iyi ya, çok iyi ya diye zevkten dört köşe olarak bitirdim
Güzel bir kitap okuyunca ya da kitapta güzel bir anlatıya denk gelince mutlu oluyorum
Bu çok farklı bir his, hani kışlık montunun cebinde para unutursan da, bir sonraki kış elini cebine attığında bulduğundaki şaşkınlık ve sevinç gibi belki anlık ama yüzünü gülümseten bir an
Sevgili Bastian Balthasar Bux,
On-On bir yaşlarında ufak, tombul çocuk. Arkadaşlarından zorbalık gören, hayal gücü Fantazya' yı kurtaracak kadar güçlü ve yalnız çocuk
Neler geliyor başına neler yaşıyor neler
Kitabı okurken kuvvetli bir yazma isteği geliyor içimden o an kalkıp yazmadığım için de yazma için oturduğumda basit-tekdüze bir anlatım çıkıyor ağzımdan
Ama bu sefer ertelemeyeceğim sonuç vasat olsa bile yazmayı deneyeceğim
Fantazya, insanların hayal güçlerinde oluşturduğu hikayelerden oluşan bir öyküler diyarı
Gel gör ki tehlikede, insanlar artık uğramaz(hayal kurmaz) olmuş yeni bir isim lazım Çocuk İmparatoriçeye
Bir insana ihtiyaç var geldi bizim kitapsever tombulumuz ve girdi kitabın içine
Öyle böyle cümleler benzetmeler yok çeviri de çok iyiydi bana göre
Filmi de iyi olurmuş gerçekten
Momo' da olduğu gibi bu kitapta da yazarımız önemli konulara vurgu yapıyor;
Olduğun gibi sevilmek, kabul görmek kendini de böyle sevmek, başkalarını ya da başka şeyleri sevme sevinci/sevme ihtiyacı ve anılarımız bizi biz yapan iyi kötü anılarımız
Her şeyin bir bedeli olduğunu yaşayarak görmek
Bitmek bilmeyen isteklerimiz
Eksiğini fark etmek (Bastian'ın annesine olan özlemini Bayan Aiuola ile fark etmesi)
Her şeyin bir zamanı olduğu ve süresini tamamlamadan diğerine geçtiğinde çıkabilecek sorunlar ve sonuçları
Resim madenindeki "sabır" vurgusu
Ya dedim kaç yaşında kadınsın aynılarını sende şu anda yaşıyorsun ne ilginç bir zamanlama
Ah o bilge Jicha (yarı eşek) kendi aralarında soylu köklerinden ve soy ağaçlarından başka bir şey konuşmayan atlar topluluğu ile olmak istemeyen katırımız
Bilerek seçtin dimi Michael, ne gösterişli bir hayvan ne de güzel ama o gösteriyordu Bastian'a yolu
Kitaptaki isimleri söylemek hayli zor bende uyduruyordum bunu büyük kızımdan öğrendim (8,5 yaş)
Fantazya' da ki yaratıklarda çocuk hayal gücünün saçmalığını görüyorsunuz arada gülüyorum mesela ejderhanın çekirge gibi ayakları olması
Schlamufflar v.s. gibi
Bazı yerleri de birkaç defa okusam da anlayamıyordum çok bilgece herhalde deyip geçtim
Bastian'ın Perelin'e düştüğü an anne karnındaki halimiz gibi geldi bana ve babasına ait anıyı bulmak için uğraştığı yerin darlığı-karanlığı orası da yeniden doğuyor gibi
Çocuk İmparatoriçeye yüklenen anlam sanırım bir çeşit Tanrı gibi diyeceğim fakat yeni bir isim alamazsa ölebilecek olan bir Tanrı
Belki bunun üzerinde düşünülebilir de istemedim derin derin düşünmeyi
AURYN sen bana bir çok çağrışım yaptın:
Sana kevser havuzu mu diyeyim yoksa ahirete giriş kapısı mı diyeyim
Ya da;
kendi inanışıma göre dünyaya gönderiliş amacımızı unutmamamızı sağlayan bir bilet mi yoksa
dünyada geçirdiğimiz sınavın yazılı bir kopyası mı diyeyim?
Üzerinde ne yazıyordu "Ne istiyorsan onu yap"
Ve tabiki Atreju
İnsanın Atreju gibi dostu olsa karşısına çıkan zorluklara nasıl da göğüs gererdi dimi?
Kitaptan aldığım birkaç alıntıyı paylaşıp gidiyorum, tekrar görüşmek üzere
-O, tehlikeli olmak istiyordu, tehlikeli ve çekinilecek
biri!
-Bastian sapsarı dudaklarla, “Son dileklerini mi?” diye
sordu. “İnsan istediği sürece dilek dilemeyi sürdüremez mi?”
-“Dilek dilemeyi, ancak dünyanı hatırladığın sürece
yapabilirsin. Buradakiler bütün anılarını tükettiler. Geçmişi olmayanın
geleceği de yoktur.”
-“Umut beklediği şey felaketi, nefret ettiği şeyse
kurtuluşuydu”.
-“Ama insan, dileklerini canının istediği gibi ne çağırabilir
ne de bastırabilir. Dilekler, ister iyi ister kötü olsunlar, tüm niyetlerden çok
daha derindedir içimizde. Ve hiç hissedilmeden doğarlar”.
-Oysa Bastian; yalnızca tüm ötekiler gibi biri değil, birey
olmak, biri olmak istiyordu. Olduğu gibi olması yüzünden sevilmek istiyordu
-Arada bir de kendini bir çalının altına atıp güllerin tatlı
kokusunu içine çekiyor, gözlerini kırpıştırarak güneşe bakıyor, belirli bir şey
düşünmeden zamanı bir dere gibi çağıldamaya bırakıyordu
-“Her şeyi yanlış yaptım”, dedi bir keresinde, “her şeyi
yanlış anladım.”
“Yoo, diye karşılık verdi, “buna inanmıyorum. Sen dilekler
yolunda yürüdün, bu da asla düz değildir. Çok sapa bir yoldan gittin, ama bu
senin kendi yolundu”
-"Geldik efendim. İnmeye tenezzül buyurur muydun?"
-"Bu benim sarayım ve mezarım" (Greograman)
- "Bu da Bastian Balthasar Bux."
"Neden kendisi söylemiyor, diyor soruyorlar"
"Artık söyleyemez dedi Atreju, "her şeyi unuttu o"
"Anısız giremez diyorlar". Yılanlar onu içeri bırakmazmış"
-Ama sonra kristal berraklığındaki suya atladı ve içini başından ayağına kadar sevinç doldurdu; yaşama sevinci, kendisi olma sevinci. Çünkü şimdi kim olduğunu ve nereye ait olduğunu biliyordu yine.
çok güzel yazmışsın cnm tebrikler, devam et yazmaya
YanıtlaSil